Yazarlar: Stj. Nefise ARKIN, Av. Muhammed KÜÇÜK
Çok uzun yıllardan beri sağlık sektöründe uyuşturucu ve uyarıcı maddeler tedavi amacıyla kullanılmaktadır. Maddenin bireylerde bağımlılık etkisi yaratması kötüye kullanılarak önemli bir suç geliri haline getirilmiş, toplum ve gelecek nesillerin sağlığı açısından tehlike haline dönüştürülmüştür. Bu durum yalnızca ülkemizde değil, uluslararası boyutta mücadele edilen bir sorun haline gelmiştir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunumuz uyuşturucu maddenin imal, ihraç veya ithal edilmesi, satılması, başkalarına verilmesi, sevk edilmesi, nakledilmesi, depolanması, satın alınması, kabul edilmesi, kullanılması fiillerini suç olarak düzenlemiştir. Uyuşturucu maddeden elde edilen suç gelirleri terör örgütleri tarafından da ciddi bir suç sermayesini oluşturmaktadır. Bireyde meydana getirdiği bağımlılık etkisi dolayısıyla kişilerin sağlığının bozulmasının yanı sıra farklı suçlara teşvik edilmesi de söz konusu olabilmektedir. Uyuşturucu maddelerin yaygınlaşması bireyler, toplum sağlığı ve toplum düzeni açısından ciddi tehlikeler yaratabilmesi sebebiyle üretimi dolaşımı ve kullanımı kontrol altına alınmaya çalışılmaktadır. Bu kapsamda 5257 sayılı Türk Ceza Kanunumuzun topluma karşı suçlar kısmının kamunun sağlığına karşı suçlar bölümünde düzenleme altına alınmıştır.
Uyuşturucu Veya Uyarıcı Madde İmal Ve Ticareti:
TCK Madde 188
(1) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç eden kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı fiilinin diğer ülke açısından ithal olarak nitelendirilmesi dolayısıyla bu ülkede yapılan yargılama sonucunda hükmolunan cezanın infaz edilen kısmı, Türkiye’de uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı dolayısıyla yapılacak yargılama sonucunda hükmolunan cezadan mahsup edilir.
(3) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, beş yıldan onbeş yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(4) Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin eroin, kokain, morfin veya bazmorfin olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Yukarıdaki fıkralarda gösterilen suçların, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(6) Üretimi resmi makamların iznine veya satışı yetkili tabip tarafından düzenlenen reçeteye bağlı olan ve uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran her türlü madde açısından da yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanır. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/22 md.) Ancak, verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.
(7) Uyuşturucu veya uyarıcı etki doğurmamakla birlikte, uyuşturucu veya uyarıcı madde üretiminde kullanılan ve ithal veya imali resmi makamların iznine bağlı olan maddeyi ülkeye ithal eden, imal eden, satan, satın alan, sevk eden, nakleden, depolayan veya ihraç eden kişi, dört yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(8) Bu maddede tanımlanan suçların tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
KORUNAN HUKUKİ DEĞER NEDİR?
SUÇUN KONUSU
Uyuşturucu madde imal ve ticareti suçunun konusu uyuşturucu veya uyarıcı maddedir. Uyuşturucu maddenin ne olduğu kanunlarda tanımlanmış değildir. Her nevi uyuşturucu ve uyarıcı özelliği olan bireylerde bağımlılık yaratan, geçici keyif veren maddeler olarak tanımlanabilir. Teknolojinin de ilerlemesiyle her zaman yeni bir uyuşturucu ve uyarıcı madde türünün ortaya çıkarılabileceğini öngören kanun koyucu, sınırlı bir tanımlamaya gitmemiştir. Somut durum ve koşullarda maddenin uyuşturucu madde niteliğinde olup olmadığı, bilirkişiler ve Adli Tıp Kurumundan destek alınarak tespit edilmektedir. Ancak TCK madde 188/4’te uyuşturucu veya uyarıcı maddenin eroin, kokain, morfin veya bazmorfin olması halinde vücutta bıraktığı hasarın ağırlığı göz önünde tutularak daha fazla ceza öngörülmüştür.
UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ SUÇLARINI KİMLER İŞLEYEBİLİR?
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarının faili tüm gerçek kişiler olabilmektedir. Ancak buna ek olarak failin belirli nitelikteki meslek mensuplarından olması daha fazla cezayı gerektiren hal olarak düzenlenmiştir. Mesleki olarak uyuşturucu veya uyarıcı maddeye erişimi daha kolay olan bu kişilerin bir bakıma bu kolaylıktan faydalanarak suçu işlemelerini kanun koyucu ayrı bir düzenlemeye tabi tutmuştur.
“Bu maddede tanımlanan suçların tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.” (TCK188/4).
“Ayrıca bu suç bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmişse tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.” (TCK 189/1)
UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ SUÇLARI HANGİ FİİLLERLE İŞLENEBİLİR?
Toplumda oluşturduğu ciddi tehdit dolayısıyla 188/1 ‘de uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç edilmesi fiilleri; 188/3’te uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satılması, satışa arz edilmesi, başkalarına verilmesi, sevk edilmesi, nakledilmesi, depolanması, satın alınması, kabul edilmesi, bulundurulması fiilleri düzenlenmiştir. Bir uyuşturucu veya uyarıcı maddenin önce imal edilmesi, daha sonra ise satılması söz konusu olduğunda ise Yargıtay hem uyuşturucu madde imal edilmesi hem de uyuşturucu madde satılması suçlarından ayrı ayrı hüküm verilmesi gerektiğini söylemektedir. Öğreti de ise bir normun diğer normu tüketmesi ilkesi gereğince imal suçuna ilişkin normun satış suçuna ilişkin normu tükettiğini buna nazaran daha fazla cezayı gerektiren uyuşturucu madde imal suçundan hüküm verilmesi gerektiğini savunan görüşler mevcuttur.
Uyuşturucu Madde İmal Edilmesi:
Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal edilmesi, bir uyuşturucu maddenin dönüştürülerek farklı bir uyuşturucu madde oluşturulması ya da en az iki farklı maddenin kimyasal tepkimeleri sonucunda bir uyuşturucu madde meydana getirilmesi şeklindedir.Uyuşturucu Maddelere Dair 1961 TEK Sözleşmesi’nin 1. maddesinde yer alan imal ve ilgili diğer terimlerin anlamlarına bağlı kalınarak uyuşturucu madde imal etme; “en az iki farklı maddenin, kimyasal tepkimeye sokulması sonucu bunlardan değişik nitelikte ve uyuşturucu özelliği bulunan yeni bir madde elde edilmesi veya bir uyuşturucu maddenin başka bir uyuşturucu maddeye dönüştürülmesi ya da bir uyuşturucu maddenin arıtılması işlemidir. Maddenin niteliğinde değişiklik yapmayan işlemler imal olarak kabul edilmez.
“Maddenin fiziksel özelliklerinde yapılan değişiklikler imal olarak nitelendirilemeyeceği gibi maddenin doğal niteliğini korumaya yönelik işlemler de imal sayılamaz. İmal, fenni usuller kullanılarak işlenme olarak algılanmalıdır. Katı haldeki sentetik kannabinoidlerin kimyasal çözücülerle sıvı hale getirip kurutulmuş bitki parçalarına püskürtülerek veya emdirilerek az miktardaki katı sentetik kannabinoidden bu etkin maddeleri içeren çok miktarda bitki parçasının elde edilmesi fiziki durumu değiştirme olduğundan, imal sayılmazlar.” (Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/222 E. , 2022/10827 K.)
Uyuşturucu Maddelere Dair 1961 Tek Sözleşmesinin 1. maddesinin 1 (n) bendinde “İmal” deyimi; istihsal(üretim) hariç, uyuşturucu madde elde edilmesini mümkün kılan bütün işlemleri ifade eder ve uyuşturucu maddelerin arıtılması ve diğer uyuşturucu maddelere dönüştürülmesi işlemlerini kapsar, 1961 TEK Sözleşmesi’nin 1. maddesinin (t) bendinde “”istihsal” deyimi: afyon, koka yaprağı, kenevir ve kenevir reçinesi veren bitkilerden bunların toplanması işlemini ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır. Buna göre kenevir bitkisinin yetiştirilmesi, toplanıp kurutulması ya da yapraklarındaki reçinenin toplanması imal değil üretimdir. Kenevir bitkisinin yapraklarının ufalanıp elenmesi sapçık ve tohumların ayrılması sonuçta toz duruma getirilmesi sadece fiziksel durumun değiştirilmesidir. Fiziksel durumun değiştirilmesi imal sayılmaz. (Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/2782 E. , 2021/7107 K.)
Uyuşturucu Madde İthal Edilmesi:
Uyuşturucu maddenin ithal edilmesi suçu ,uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak yurtdışından Türkiye sınırları içerisine sokulması şeklindedir. Yalnızca Türkiye sınırları içerisinde geçip uyuşturucu maddeyi farklı bir ülkeye aktarma söz konusu ise oluşan suç uyuşturucu maddenin nakledilmesi suçudur. İthal etme gümrük kapılarından kara deniz ve hava sahasından ülke sınırları dışına çıkarılması yoluyla her şekilde gerçekleştirilebilir. Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur. Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ithal edilmesi suçunda kişi elverişli hareketlerle suçun icrasına başlayıp, gümrük memurları tarafından yakalanırsa uyuşturucu madde ithal edilmesi suçu tamamlanamaz ve teşebbüsten sorumluluk doğar.
Uyuşturucu Madde İhraç Edilmesi:
Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ihraç edilmesi suçu, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak Türkiye sınırları dışında çıkarılması fiiliyle işlenmektedir. 188. Maddenin 2. Fıkrasına göre yabancı bir ülkede uyuşturucu maddenin ithal edilmesi suçundan hüküm giyilmesi durumunda verilen ceza Türkiye’de uyuşturucu maddenin ihraç edilmesi suçunda verilen cezadan mahsup edilir. Zira bu durumda aynı fiil sebebiyle iki farklı suçtan hüküm giyilmesi söz konusu olurdu. Maddenin kişinin elinde olmayan sebeplerle ülke dışına çıkarılamaması durumunda uyuşturucu veya uyarıcı madde ihraç edilmesi suçuna teşebbüsten sorumluluk doğacaktır.
188/3 uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satılması, satışa arz edilmesi, başkalarına verilmesi, sevk edilmesi, nakledilmesi, depolanması, satın alınması, kabul edilmesi, bulundurulması fiileri de suç olarak düzenlenmiş ve beş yıldan onbeş yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılacağı düzenlenmiştir.
Manevi Unsur:
Türk Ceza Kanunu’nun 188. Maddesinde düzenlenen uyuşturucu madde imal ve ticareti suçu kasti hareketlerle işlenebilecek bir suçtur. Taksirli hali kanunda düzenlenmemiştir. Önemli olan kişinin suçun fiil unsurunu gerçekleştirirken uyuşturucu madde imal, ithal veya ihraç ettiğinin bilmesi gerektiğidir. Uyuşturucu maddenin nakledilmesi, sevk edilmesi, başkasına verilmesi suçlarında kişi taşıdığı maddenin uyuşturucu veya uyarıcı madde olduğunu bilmiyorsa bu suçtan sorumluluğu doğmayacaktır. Failin kastı, uyuşturucu maddenin bulunduğu yer, ele geçirilme şekli uyuşturucunun miktarı, daha önce uyuşturucu veya uyarıcı madde ticaretinden mahkum edilip edilmediği gibi kriterlerle belirlenir. Fakat buna rağmen failin uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi hangi maksatla bulundurduğu tespit edilemiyorsa, “şüpheden sanık yararlanır” kuralı gereği failin uyuşturucu maddeyi kullanmak maksadıyla bulundurduğu kabul edilmelidir.
Uyuşturucu Madde İmal ve Ticareti Suçunun Cezası:
- Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç eden kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
- Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, beş yıldan onbeş yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
- Uyuşturucu veya uyarıcı etki doğurmamakla birlikte, uyuşturucu veya uyarıcı madde üretiminde kullanılan ve ithal veya imali resmi makamların iznine bağlı olan maddeyi ülkeye ithal eden, imal eden, satan, satın alan, sevk eden, nakleden, depolayan veya ihraç eden kişi, dört yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır
DAHA FAZLA CEZAYI GEREKTİREN HALLER NELERDİR?
1.Suçun konusu maddenin türü
Suçun konusunun bazı uyuşturucu veya uyarıcı maddeler olması durumunda diğerlerine nazaran kişi üzerinde yarattığı daha ağır etki dolayısıyla kanun koyucu daha ağır bir ceza öngörmüştür. Bunlar:
- Beroin
- Kokain
- Morfin
- Bazmorfin
2. Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi:
Bu suçun suç işlemek amacıyla teşkil edilen bir örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde daha fazla ceza öngörülmüştür. Suç birden fazla kişinin iştirak etmesiyle mi yoksa örgüt faaliyeti çerçevesinde mi işlenmiş ayırt edilmelidir. Yargıtay üye sayısı, üyeler arasındaki hiyerarşi, örgütün yapısı gibi kriterlere dayanarak fiilin örgüt faaliyeti çerçevesinde mi yoksa iştirak halinde mi işlendiğine kanaat getirmektedir. 5237 sayılı TCK’nın 220. maddesinde düzenlenen “Suç işlemek için örgüt kurmak” suçunun işlendiğinin ve örgütün varlığının kabul edilebilmesi için; üye sayısının en az üç kişi olması, üyeler arasında soyut bir birleşme değil gevşek de olsa hiyerarşik bir ilişkinin bulunması, suç işlenmese bile suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşmenin olması, niteliği itibariyle devamlılık göstermesi gereklidir. Örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından, amaçlanan suçları işlemeye elverişli olması da aranmalıdır. Örgüt yapılanmasında işlenmesi amaçlanan suçların konu ve mağdur itibariyle somutlaştırılması mümkün, ancak zorunlu değildir. Soyut olarak sanık sayısının üç kişiden fazla olması örgütün varlığının kabulü için yeterli olmayıp bu durumda iştirak ilişkisinden söz edilebilir. (Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2014/2085 E. ,2014/5171 K.)
3. Belirli meslek mensupları tarafından işlenmesi:
Tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe,hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
CEZA İNDİRİMİ VAR MI?
Üretimi resmi makamların iznine veya satışı yetkili tabip tarafından düzenlenen reçeteye bağlı olan ve uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran her türlü madde açısından da yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanır Ancak, verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.
ETKİN PİŞMANLIK:
- Resmi makamların suçun işlenmesinden haber almadan önce:
1. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini sağlaması halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
2. Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, bu maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiğini merciine haber vererek suçluların yakalanmalarını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükmolunmaz
- Resmi makamların suçun işlenmesinden haber almasından sonra:
TCK Madde 193 Üçüncü fıkrada, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticareti ya da kullanmak için satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması suçları ile ilgili olarak soruşturma başladıktan sonra, etkin pişmanlık göstererek suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek cezada indirim yapılması öngörülmüştür. Ancak, bu bilgi vermenin gönüllü olması gerekir. Etkin pişmanlıktan yararlanabilmek için, bunun en geç hüküm verilmeden önce gerçekleşmesi gerekir. Bu suçlar haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza, yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadarı indirilir.
UYUŞTURUCU VEYA UYARICI MADDE KULLANMA SUÇU İLE UYUŞTURUCU MADDE İMAL VEYA TİCARETİ SUÇU FARKI:
Uyuşturucu madde bulundurmanın kullanma amacına yönelik olup olmadığının tespit edilmesinde dikkate alınması gereken ve öğreti ile uygulamada da kabul görmüş olan bazı ölçütler bulunmaktadır. Bu ölçütlerden ilki; failin bulundurduğu uyuşturucu maddeyi başkasına satma ya da devir veya tedarik etme hususunda herhangi bir davranış içerisine girip girmediği, ikincisi; uyuşturucu veya uyarıcı maddenin bulundurulduğu yer ve bulunduruluş biçimidir. Şahsi kullanımı için uyuşturucu madde bulunduran kimse, bunu her zaman kolaylıkla erişebileceği bir yerde, örneğin evinde veya işyerinde bulundurmaktadır. Uyuşturucu maddenin çok sayıda ve özenli olarak hazırlanmış küçük paketçikler halinde bulunması, her paketçiğin içine hassas biçimde yapılan tartı sonucu aynı miktarda uyuşturucu madde konulmuş olması, uyuşturucu maddenin ele geçirildiği yer veya yakınında hassas terazi ve paketlemede kullanılan ambalaj malzemelerinin bulunması, kullanım dışında bir amaçla bulundurulduğu hususunda önemli bir belirti olacaktır. Kabul edilen üçüncü ölçüt ise bulundurulan uyuşturucu veya uyarıcı madde miktarıdır. Şahsi kullanım için kabul edilebilecek miktar, kişinin fiziksel ve ruhsal yapısı ile uyuşturucu veya uyarıcı maddenin niteliği, cinsi ve kalitesi ile somut olayın özelliklerine göre değişiklik gösterebilmektedir.
Adli Tıp Kurumu tarafından esrar kullananların her defasında bir ila bir buçuk gram olmak üzere günde üç kez esrar tüketebilecekleri değerlendirilmektedir. Yine esrar kullanma alışkanlığı olanların, birkaç aylık ihtiyacı karşılayabilecek miktarda esrar maddesini ihtiyaten yanlarında ya da kolay ulaşabilecekleri bir yerde bulundurabildikleri adli dosyalara yansıyan ve bilinen bir husustur. Buna göre esrar kullanan faillerin, olağan sayılan bir süre içerisinde kişisel olarak kullanıp tüketebilecekleri miktarın üzerinde esrar maddesi bulundurmaları durumunda, bulundurmanın kişisel kullanım amacına yönelik olmadığı, ancak uyuşturucu maddenin ticaret amacıyla bulundurulduğuna ilişkin başkaca somut delil yoksa şahsi ihtiyaç ya da daha az miktarda uyuşturucu madde bulundurulmasının kullanmak amacı taşıdığı kabul edilmelidir.