Yazarlar: Av. Muhammed KÜÇÜK, Stajyer Furkhan TAZEGÜL
Özet
Bu yazımızda Konkordatoya ilişkin genel açıklamalara yer vererek sürecin bir parçası olan “Konkordato Komiserliği” makamına alacaklıların alacaklarını bildirme süresi içinde bildirimde bulunulmaması durumu incelenecektir. Konkordato mali durumlarında kritik pozisyona gelen şirketler açısından bir çıkış yolu olarak karşımıza çıkmaktadır. Şirketler çeşitli sebeplerle borçlarını ödemede acze düşmüş veyahut ödeme organizasyonunu yapamayacak hale gelmiş olabilir. Bu halde hukuk sistemimiz borçluya ekonomik durumunu toparlaması ve borçlarını ödemesi için iflastan önce konkordato alternatifi sunmuştur.
Konkordato Nedir?
İflas anlaşması veya konkordato (İtalyanca: concordato), batık durumdaki şirketlerin borçlarını karşılayabilecekleri koşullar dâhilinde ödemek için alacaklılarıyla mahkemelerce yaptıkları anlaşmadır.
Bu anlamıyla tarihte “Papalık makamıyla başka hükûmetler arasında yapılan anlaşmalar” için kullanılmıştır.
Günümüzde ise hukuk ve ekonomi alanlarında batık durumunda, alacaklıların, alacaklarını belli bir plana göre almaları için aralarında yaptıkları sözleşme anlamında kullanılmaktadır. Türkçeye iflas anlaşması olarak geçen konkordato, borçlunun, alacaklılarının üçte ikisiyle anlaşarak borçlarının en az yarısını ödemesi ve kalanını da ödeme planına bağlamasıdır.
Asliye ticaret mahkemesinin onayladığı bu anlaşmada alacaklılar, alacaklarının belli bir bölümünden feragât edebilir ya da vadesi gelmiş borçların vadesini uzatabilirler.1
Konkordato Türleri
Konkordato unsurlarının değişimi açısından türlere ayrılmaktadır. Bunlardan ilki “Adi Konkordato” dur. Adi konkordato olağan akışa uygun olarak borçlarını vadesinde ödeyemeyen ve ödeyemeyecek durumda olan borçlu için işletilen konkordato tipidir. Planın oluşturulması da iki usulle meydana gelmektedir. Birinci usulde alacaklılar alacaklarının bir kısmından vazgeçmek suretiyle borçlunun ödeyebileceği rakamlara sübvanse olarak alacaklarını orantılı biçimde ödenebilir vaziyete getirir. İkinci usulde ise alacaklıların alacakları sabit kalır ama ödeme planı düzenlenerek borçlar tasfiye edilir.
İkinci konkordato tipi “İflas Sonrası Konkordato” dur. İİK 309’da düzenlenmiştir. Burada halihazırda iflas ettiğini ilan etmiş tarafın veya alacaklılardan birinin başlattığı konkordato tipidir. Ticaret mahkemesi tarafından konkordato planı gerçekleştirilebilir olduğu kanaatine varılır ve konkordato ilan edilmesi yoluna gidilirse iflas ilanı geçersiz sayılır ve kararda belirtilen plan dahilinde borçlarını ödemeye başlar.
Üçüncü konkordato tipi “Mal varlığının Terki Yoluyla Konkordato” dur. İİK 309/a ile düzenlenmiştir. Madde “Malvarlığının terki suretiyle konkordato ile alacaklılara, borçlunun malvarlığı üzerinde tasarruf etmek veya bu malların tamamını ya da bir kısmını üçüncü kişiye devretmek yetkisi verilir.” yönünde düzenleme getirmiştir. Bu haliyle alacaklılar borçlunun malvarlığı üzerinde tasarruf etmek suretiyle alacaklarına kavuşurlar. Konkordatonun bu tipi borçluyu iflas süresi içinde mal varlığının değerinin altında satılması riskine karşı korurken, alacaklıları da alacaklarını tahsil edemeyecekleri uzun bir iflas süresine katlanma riskine karşı korumaktadır.
Konkordato Süreci
Konkordato süreci borçlunun mahkemeye hakkında konkordato kararı verilmesi talebi ile başlar. Talepte görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. Yetki açısından ise iflasa tabi borçlu açısından muamele merkezinin bulunduğu yer mahkemesi, iflasa tabi olmayan borçlu açısından yerleşim yeri mahkemesidir. Talep ile birlikte borçluya karşı yürütülen haciz ve icra işlemleri duracaktır. Mahkeme konkordato planı yapılması ve kendisine sunulması için “geçici mühlet” adı altında 3 aylık süre tanır. Süre mahkeme tarafından 2 ay uzatılabilir. Bu süreçte borçlunun mali durumu, finansal analizi ve borçların ödenmesi planının yapılması amacıyla geçici konkordato komiseri atanır. Ve süreç İİK 285 vd. haliyle devam eder.
Alacak Kaydına İlişkin İlanın Fonksiyonu Ve Süresi İçinde Alacak Bildiriminde Bulunmamanın Sonuçları
Alacak bildirimine ilişkin ilanın yapılmasından itibaren 15 gün içerisinde ilanda yazılı komiserlik adresine başvurunun yapılması gerekmektedir. Bu başvuru bizzat yapılabileceği gibi PTT yolu ile de gönderilmesi mümkündür. Bu noktada 15 günlük süre değerlendirilirken alacak bildiriminin postaya verildiği gün esas alınır. 15 günlük süre geçtikten sonra ulaşan bildirimler yönünden alacak kaydına ilişkin tutulan defter kapatılmış olsa dahi, postanın geç geldiği şerh edilerek defter yeniden açılacak ve listenin sonuna bu alacak bildirimleri de eklenecektir.
Alacak bildiriminin süresi içinde yerine getirilmemesi halinde ise ilanın olumsuz fonksiyonu devreye girecek alacaklı yönünden bazı hak kayıpları yaratacaktır. Alacakları “borçlunun ayrıntılı bilançosunda bildirilmemiş olan” alacaklıların süresi içinde alacak bildiriminde bulunmaması halinde alacakları konkordato nisabına ve oylamaya dahil olmayacaktır. Ancak bu durum kayıt yaptırmayan alacaklının maddi hukuk açısından alacak hakkını kaybettiği anlamına gelmemektedir. Yalnızca konkordato prosedürü içinde yer alan görüşmelere katılma ve oy kullanma hakkını yitirecektir.
Süresi içinde kayıt yaptırmamış olmasına rağmen ticaret mahkemesi kararıyla alacağını kanıtlayan alacaklı oy hakkını kaybetmiş olsa da konkordatonun tasdikine itiraz etme ve konkordatonun feshini isteme hakkı baki kalacaktır.
İİK m. 299’a göre, süresi içinde alacak bildirimi yapmayan alacaklı, “konkordato projesine ilişkin müzakerelere kabul edilmez”. Bu ifadeden, alacaklının alacaklılar toplantısına katılma hakkını kaybettiği sonucu çıkarılmamalıdır. Konkordato müzakerelerine kabul edilmeme ile kastedilen ise, söz konusu alacaklının alacağının konkordato nisabının hesaplanmasında dikkate alınmaması ve alacaklının konkordato projesinin kabulü veya reddi konusunda oy kullanamamasıdır. Başka bir deyişle, süresinde alacak bildiriminde bulunmayan alacaklı bilgilenmek amacıyla alacaklılar toplantısını izleyebilir, fakat bu toplantı sonucunda konkordato projesinin kabulüne veya reddine yönelik nisabın hesaplanmasına ilişkin tutanağı imzalayamaz veya toplanmayı izleyen yedi günlük süre içerisinde de oylamaya katılamaz.
Konkordato projesinin kabul edilmesi için aranan çoğunluk oranları İİK 302
Konkordato projesinde;
-Kaydedilmiş olan “alacaklıların ve alacakların” yarısını aşması,
- Kaydedilmiş alacaklı sayısının 100 kişi olduğunu ve kaydedilmiş alacak miktarının 100.000,00 TL olduğu düşünüldüğünde; konkordato projesinin kabulü için, projenin en az 51 kişi tarafından kabul edilmiş olması ve kabul edenlerin alacak miktarlarının 50.000,00 TL’yi aşması gerekmektedir.
VEYA
-Kaydedilmiş olan “alacaklıların dörtte birini” ve “alacakların üçte ikisini” aşması,
- Kaydedilmiş alacaklı sayısının 120 kişi olduğunu ve kaydedilmiş alacak miktarının 120.000,00 TL olduğu düşünüldüğünde; konkordato projesinin kabulü için, projenin en az 31 kişi tarafından kabul edilmiş olması ve kabul edenlerin alacak miktarlarının 80.000,00 TL’yi aşması gerekmektedir.
Halinde konkordato imzalanmış ve kabul edilmiş sayılır.
Komisere Yapılan Alacak Bildirimi
İlk olarak borçlunun kabul ve ikrar ettiği alacaklardan bahsedecek olursak, burada yer alan bakiyeler tartışmasız bir şekilde konkordato nisabına ve pasife dahil olmaktadır. Bu alacaklar yönünden süresi içinde alacak bildiriminde bulunulmasa dahi alacaklı, bilançoda bildirilen bakiye ile bağlı kalacak şekilde konkordato nisabında yer alacaktır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus ise, bilançoda borçlunun bildirdiği alacak kaydı miktarının eksiksiz olup olmadığıdır. Alacaklı bilançoda yer alabilir ancak ne kadar bakiye ile yer aldığı da son derece önemlidir. 2
Sonuç
Konkordato kurumuna ilişkin düzenlemeler belirsiz ve boşluklara sahip olabilmektedir. Burada önemli olan süjelerle koordinasyon yakalamak ve hızlı şekilde sonuca varabilmektir. Alacakların bildirilmemesi halinde ise alacakların varlığına halel gelmez. Bu alacaklar komiserliğin bildirdiği süreden sonra da bildirilebilir fakat bildirilen bu alacakların alacaklıları konkordatoya ilişkin toplantılarda oy hakkına sahip olmaz ve nisaba dahil edilmez. Süresinde bildirmemenin en önemli sonucu budur. Eğer ki oylamaya etki edecek düzeyde bir alacak miktarına sahip olan taraf söz konusu ise alacak bildirimi süresinde alacakların bildirilmesi sürece efektif dahil olma açısından son derece önemlidir.