Yazarlar: Av. Muhammed KÜÇÜK, Stajyer Buse DİZ
Öncelikle, Mirastan kimlerin pay veya hak alabileceğini açıklamak gerekir. Şöyle kiTürk Hukuk sistemi içerisinde mirastan pay alacak kişiler belirlenirken zümre sistemi esas alınmıştır. Ancak bu husus uzun ve teferruatlı olması sebebiyle kısaca açıklanacak olup Mirasçının genel anlamdaki hakları ve yapması gerekenler üzerinde durulacaktır.
Miras, bir kişinin vefatı ile mirasçılarına kalan tüm aktif malvarlığı ve tüm borçlarını kapsayan bir bütündür. Hukukumuzda mirasçılar ikiye ayrılmakta olup bunlar;
- Yasal mirasçılar (soybağı veya evlatlık)
- Atanmış mirasçılar (vasiyetname ile)
Miras Hukuku’nda akrabalık derecelerine göre kişiler; Birinci, ikinci ve üçüncü derece mirasçılar olmak üzere 3 gruba ayrılmaktadır. Birinci derecede, miras bırakanın alt soyu bulunur. Burada, vefat eden kişinin çocukları ve torunları yer alır. İkinci derecede, vefat eden kişinin annesi, babası, kardeşleri ve yeğenleri bulunur. Üçüncü derecede ise vefat eden kişinin büyükanneleri ve büyükbabaları yer alır.
Önem arz eden bir kural bulunmakta olup şöyledir; Bir önceki derecede mirasçı bulunuyor ise alt derecedeki mirasçıların mirastan pay alma hakkı bulunmamaktadır. Bunun dışında, eğer mirasçılar miras bırakandan önce ölmüş ise ölen mirasçının miras payı/hakkı, kendi alt soyuna yani çocuklarına ve torunlarına geçecektir.
Evlilik Dışı Doğan Çocuk Mirastan Yararlanabilir mi?
Evlilik dışı doğan çocuğun mirasçı olabilmesi için mirasbırakanın babası olduğuna dair resmi kayıt ve belgelerin varlığı aranır. Evlilik dışı çocuk, babası ile soy bağının kurulmuş ise evlilik içinde doğan çocuk gibi babasının mirasçısı olur ve mirastan yararlanır. Eğer evlilik dışı çocuk, mirasbırakan ölmeden önce tanınmamış yani soybağı kurulmamış ise mirasbırakanın ölümünden sonra da bu doğrultuda bir dava açarak mirastan pay alabilir.
Evlatlık Mirastan Yararlanabilir mi?
Evlatlık da mirasbırakanın kan hısmı gibi mirasçı olup mirastan yararlanabilir. Bu durum Türk Medeni Kanunu m.500 hükmünde şu şekilde düzenlenmiştir; “Evlâtlık ve altsoyu, evlât edinene kan hısımı gibi mirasçı olurlar. Evlâtlığın kendi ailesindeki mirasçılığı da devam eder. Evlât edinen ve hısımları, evlâtlığa mirasçı olmazlar.”
Mirasbırakanın ölümü anında hiç mirasçısı bulunmuyor ise ölenin mirası devlete geçecektir.
Hukukumuzda yürütülen Miras hukuku davaları;
- Mirasçıların Pay ve Oranlarına İlişkin Davalar,
- Vasiyetnamenin İptali Davası,
- Tenkis Davası,
- Muris Muvazaası Davaları,
- Terekenin Tespiti Davaları,
- Mirasçılıktan Çıkarma İptal Davaları,
- Ortaklığın Giderilmesi Davası,
- Mirasın Denkleştirilmesi Davası,
- Miras Sözleşmesinin İptaline İlişkin Davalar,
- Reddi Miras Davaları..
Mirasbırakan Vasiyetname Düzenlemiş İse Miras Paylaşımı Nasıl Yapılır?
Türk Medeni Kanununda üç tür vasiyetname düzenlenmiş olup bunlar yazılı, sözlü ve resmi vasiyetnamedir. Miras paylaşımı sırasında ilk bakılması gereken şey mirasbırakanın bunlardan birinin şartlarını sağlayan bir vasiyetname hazırlayıp hazırlamadığıdır. Zira geçerli bir vasiyetname bulunmakta ise miras paylaşımı vasiyetname içeriğine göre yapılacaktır.
Miras Sözleşmesi Yapılmış ise Miras Paylaşımı Nasıl Yapılır?
Mirasbırakan bir sözleşme akdederek ölüme bağlı tasarruf gerçekleştirmiş ise sözleşmeye bağlı olarak mal paylaşımı gerçekleştirilecektir. Mirasbırakan eğer bu sözleşme ile tereke üzerinde hak sahibi olan kişilerin saklı paylarını aşacak şekilde tasarrufta bulunmuş ise Tenkis Davası açılarak bu durum çözüme kavuşturulabilir.
Miras Paylaşımında Saklı Pay Nedir?
Miras paylarının bir kısmı kanun tarafından koruma altına alınarak düzenlenmiştir. Yani mirasbırakan, sağken bu payları engelleyecek işlem yapamaz. Ancak ve ancak saklı pay sahibi kişi(ler)i mirastan çıkarırsa bu durum oluşmaz. Bunun dışında ise söz konusu tasarruflar Tenkis Davasına konu olabilecektir.
Kanunda düzenlenmiş olan saklı paylar;
- Ölenin altsoyunun miras hakkının yarısı,
- Anne ve babanın miras paylarının ¼’ü,
- Ölen kişinin eşi 1. ve 2. zümre ile birlikte mirasçı ise miras hakkının tamamı, 3. zümre ile birlikte mirasçı ise ¾’ü.
Bu payların ihlali halinde Tenkis Davası açılarak ihlal edilen payların iadesi sağlanabilir. Tenkis Davası açılabilmesi için saklı paylı mirasçının saklı payına tecavüzü öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde tenkis talebinde bulunması gerekmektedir.
Vasiyetname veya Miras Sözleşmesi Bulunmuyor ise Miras Paylaşımı Nasıl Yapılır?
Türk Medeni Kanunu m.640/1 hükmünde, birden çok mirasçı bulunuyor ise mirasçılar arasında mirasbırakanın ölmesiyle birlikte bir ortaklık meydana geleceği düzenlenmiştir. Bu ortaklık, mirasbırakanın ölümüyle, kendiliğinden meydana gelmekte, mirasın paylaşımına kadar devam etmekte ve hukuki niteliği ise elbirliği mülkiyetidir.
Elbirliği mülkiyetinde ortakların payları ayrılmış değildir yani her bir mirasçının mirasbırakanın tüm malvarlığında hakkı bulunur.
Mirasbırakanın ölümü ile birlikte, vasiyetname veya Miras Sözleşmesi bulunmuyor ise mirasın paylaşılması için mirasçıların başvurabileceği 2 yol bulunmaktadır. Bunlardan ilki, mirasçıların kendi aralarında mirasın ne şekilde paylaşılacağına ilişkin bir sözleşme akdetmesidir. İşbu Sözleşme yazılı şekilde yapılmalı ve tüm mirasçılar katılmalıdır. İkincisi ise mirasçıların bu hususta anlaşamaması üzerine mirasçılardan her birinin “Mirasın Paylaştırılması Davası” açabilmeleridir.
Mirasın Paylaştırılması Davası Nedir?
Türk Medeni Kanunu m.642 hükmünde bu husus düzenlenmiş olup şöyledir; “Mirasçılardan her biri sözleşme ya da kanun gereği miras ortaklığını sürdürme niyeti olmadıkça her zaman mirasın paylaştırılmasını isteyebilir.”
Bu davanın açılmasıyla öncelikle mirasbırakanın aktif ve pasifleriyle tüm malvarlığı belirlenecek, hangi mirasçının payının/hakkının ne kadar olduğu tespit edilecek akabinde de mirasçılar arasında paylaşım gerçekleştirilecektir.
Bu davanın açılabilmesi için, mirasçıların aralarında anlaşma yapmamış olmaları ve miras bırakanın da vasiyetname gibi bir ölüme bağlı tasarrufla bu konu hakkında düzenleme yapmamış olması gerekmektedir. Dava açmadan önce Mirasçılık Belgesinin (Veraset İlamının) alınması ve dava açılan mahkemeye sunulması gerekir.
Bu davanın açabilmesi için öncelikle Türk Medeni Kanunu’nda belirlenen mirasın ret edilme süresinin dolmuş olması gereklidir. Şayet mirasın ret süresi dolmadan Paylaştırma Davası açılmışsa tüm mirasçılar açısından mirasın ret süresinin dolmasına kadar bekletilir.
Mirasçılardan her biri, sözleşme veya kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü olmadıkça, her zaman bu davayı açarak mirasın paylaştırılmasını isteyebilir. Miras ortaklığı devam ettikçe, bu davanın açılabilmesi için herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süre bulunmamaktadır.
Burada önemle belirtmek gerekir ki Türk Medeni Kanunu 642/2 hükmü uyarınca; “Her mirasçı, terekenin (mirasın) tamamını ya da sadece mirasta yer alan değerli eşyalar, paralar gibi belli malların paylaştırılmasını isteyebilir.” Yani mirasçılar tüm mirasın paylaştırılmasını isteyebileceği gibi belirli malların paylaştırılmasını da isteyebilir. Miras konusu mallardan sadece belirli bir kısmının paylaştırılması talep edilirse; miras bırakılan malların tamamına karşı dava açılmasına gerek yoktur. Bu malların belirli olması da şart değildir, belirlenebilir olması yeterlidir.
Mirasın Paylaştırılması Davası Kime Karşı Açılır?
Mirasın paylaşılması davasında, mirasın paylaşılmasını isteyen mirasçı, diğer tüm mirasçıları hasım göstererek bu davayı açabilir. Davalı diğer mirasçılar ise; paylaştırmaya ilişkin bir talepleri bulunuyor ise karşı dava açmaya gerek olmadan taleplerini bu davada öne sürerek isteyebilir.
Mirasın Paylaştırılması Davası Açan Kişi Vazgeçerse Ne Olur?
Davayı açan bir mirasçı davadan çekilmek isterse eğer varsa diğer mirasçı(lar) davaya devam edebilir. Bu durumda dava, talep eden davalının talebiyle görülmeye devam edecektir. Zira, diğer davalılar da mirasçıdır ve mirasın paylaştırılmasını her mirasçının isteyebilir.
Miras Paylaşımında Görevli Ve Yetkili Mahkeme Neresidir?
Mirasın Paylaştırılması Davası mirasbırakanın son ikametgâh yerinde açılmaktadır. Bu husus kesin yetki içermekte olup tüm mirasçılar anlaşmış olsa bile davanın başka bir yerde açılması mümkün değildir. Bu davada görevli mahkeme ise Sulh Hukuk Mahkeme’leridir.
TMK m. 576 uyarınca; “Mirasbırakanın tasarruflarının iptali veya tenkisi, mirasın paylaştırılması ve miras sebebiyle istihkak davaları mirasbırakanın son yerleşim yeri mahkemesinde görülür.”
Miras Paylaştırılmadan Önce Diğer Mirasçı(lar)ın İzni Olmadan Satış Yapılabilir Mi?
Mirasçılar, mirasbırakanın tüm malvarlığına ortak olarak yani elbirliğiyle malik olduğundan dolayı henüz miras paylaşımı gerçekleşmemişse hiçbir mirasçı, diğer mirasçı(lar)ın onayı olmadan miras payı veya hakkı üzerinde işlem tesis edemez. Mirasın paylaşımından sonra ise elbirliği mülkiyeti sona erecektir yani mirasçı kendisi malik olacak ve bu durumda her bir mirasçı kendi payı üzerinde dilediği gibi tasarruf edebilecektir.
Sağ kalan eşin miras hakkı nedir?
Sağ kalan eş de mirasbırakanın yasal mirasçısı konumundadır. Ancak eşin miras payı kiminle beraber mirasçı olduğuna göre değişiklik göstermektedir. Şöyle ki;
- Eş, mirasbırakanın altsoyu ile birlikte mirasçı olursa, mirasın 1/4’ü,
- Eş, mirasbırakanın ana ve babası ile birlikte mirasçı olursa bu durumda mirasın 1/2’si,
- Eş, mirasbırakanın büyükanne ve büyükbabaları ile birlikte mirasçı olursa, mirasın 3/4’ü ve kimsenin olmaması durumunda mirasın tamamı eşe kalır.
TMK m. 652/1 hükmü uyarınca; “Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir.”
Yani, sağ kalan eş, miras payından düşülmesi şartıyla miras bırakan ile birlikte yaşadıkları evi ve ev eşyalarının kendisine bırakılmasını isteyebilir. Haklı sebepler bulunuyor ise sağ kalan eşin veya miras bırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına da karar verilebilmektedir.
Mirasçılık Belgesi (Veraset İlamı) Alınması:
Mirasçılık belgesi veya diğer adıyla veraset ilamı, mirasbırakanın mirasçısı olunduğunu gösteren belgedir. Mirasbırakanın mirasçılarından herhangi biri tarafından alınabilir. Söz konusu belge noterlerden veya e-devlet üzerinden ya da Sulh Hukuk Mahkemelerinden yapılacak bir başvuru yoluyla alınabilmektedir. Eğer mirasçılar arasında yabancı bir ülkede yaşayan ya da yabancı bir ülke vatandaşı da bulunuyorsa bu belgeleri noterler düzenleyemeyecek, dava açılması gerekecektir. Ayrıca, Mirasçılık belgesini sadece yasal mirasçılar değil atanmış mirasçılar da talep edebilir.
Mirasın Reddi Süresi(Reddi Miras):
Reddi miras, mirasbırakanın ölmesi ile hemen yapılabilir. Red beyanı olarak yazılı veya sözlü şekilde Sulh Hukuk Hakimine yapılmalıdır. Kanunumuza göre mirasın ret edilme süresi ölüm tarihinden itibaren 3 aydır. Ret süresi geçmeden Miras Paylaştırma Davası açılmış ise açan mirasçı artık mirası reddetme hakkından vazgeçmiş sayılır ve reddi miras yapamaz.
Mirasçılıktan Çıkarma Nasıl Yapılır?
Saklı paylı mirasçılar, TMK hükümleri gereğince; “Mirasbırakana veya yakınlarına karşı ağır bir suç işlerse veya mirasbırakana veya mirasbırakanın aile üyelerine karşı aile hukukundan doğan ödevlerini yerine getirmez ise mirasbırakan tarafından mirasçılıktan çıkarılabilir.”
Mirastan Çıkarma Davası açılarak mirastan çıkarılan saklı paylı mirasçı, mirastan pay alamayacağı gibi tenkis davası açma hakkı da bulunmaz. Mirasçılıktan çıkarılan bu saklı paylı mirasçının payı, altsoyu var ise ona geçer altsoyu bulunmuyor ise diğer mirasçılar arasında eşit oranda paylaştırılır. Ancak mirasbırakan, mirastan çıkarma sebebini açıkça belirtmelidir aksi halde çıkarma işlemi geçersiz olacaktır.
Reddi Miras Yapılırsa Dul ve Yetim Maaşına Ne Olur?
Reddi miras yapılması, mirasbırakandan kalan dul veya yetim aylığı alınmasına engel değildir. Dul ve yetim aylıkları, mirasbırakanın yıllarca devlete yatırdığı primler neticesinde altsoyu ve eşinin üzerinde doğan haklardır. Dolayısıyla, mirasın reddedilmesi bu maaşları almaya engel teşkil etmeyecektir.
Tenkis Davası Nedir?
Mirasbırakanın yapmış olduğu ölüme bağlı tasarruf işlemi ile saklı payı ihlal edilen mirasçı tarafından açılabilen davadır. TMK m. 560 uyarınca;
“Saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar, mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini dava edebilirler.
Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer.”
Vasiyetnamenin İptali Davası:
Mirasbırakanın vasiyetnamesiyle hakkı zarara uğrayan mirasçılar veya lehine vasiyet yapılanlar işbu davayı açabilir.
TMK m.557 hükmünde hangi hallerde işbu davanın açılabileceği düzenlenmiş olup şöyledir;
- Vasiyetname; mirasbırakan tasarruf ehliyetinin bulunmadığı bir sırada yapılmış ise,
- Vasiyetname; yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış ise,
- Vasiyetnamenin içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlaka aykırı ise,
- Vasiyetname, kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış ise.
Bu davayı açma hakkı, TMK m. 559 hükmü uyarınca; “Davacının tasarrufu, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak 1 yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın geçmesi tarihinin üzerinden, iyiniyetli davalılara karşı 10 yıl, iyiniyetli olmayan davalılara karşı 20 yıl geçmekle düşer.”
Vasiyetnamenin İptali Davası nerede açılır?
Mirasbırakanın son yerleşim yeri olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılır.
Muris Muvazaası Davası Nedir? (Mirastan Mal Kaçırma)
Muvazaa, tarafların gerçekte olmayan bir işlemi yapmış gibi göstermeleri veya yaptıkları işlemin ardında farklı bir hukuki işlem yapmaları durumudur.
Muris Muvazaası mirasbırakanın, mirasçılarından mal kaçırmak için bir üçüncü kişiyle gizli bir anlaşma yapmasıdır. Muris muvazaasına başvurulmasının temel sebebi, saklı pay hakkına sahip mirasçıların gelecekte Tenkis Davası açarak miras paylarını almalarını engellemektir. Yani mirasbırakan, mallarını belirli kişilere bağışlamak istemekte ancak niyetini gizlemek amacıyla mallarını satarak devretmiş gibi göstermektedir.
Bu durumda, tüm mirasçılar muvazaalı işlem sebebiyle Tapu İptali ve Tescil Davası açabilir.