Tazminat Davaları; Zararın meydana gelmesine sebep olan ve borca aykırı ve herhalde hukuka aykırı fiili gerçekleştiren kişiye karşı açılmakta olup Maddi Tazminat Davası ve Manevi Tazminat Davası olarak iki çeşittir.
Maddi Tazminat: Ekonomik mahiyette bir zarara uğramış olan ve dolayısıyla malvarlığında bir eksilme meydana gelmiş kişiler tarafından işbu dava açılmaktadır.
Manevi Tazminat: Kişilik hakkı zarara uğramış olan ve acı, keder, üzüntü durumlarını yaşamış kişiler tarafından işbu dava açılmaktadır.
Dolayısıyla Tazminat Davaları, herhangi bir sebeple uğranılan haksız nitelikteki maddi veya manevi bir zararı gidermek amacıyla açılmaktadır. Uygulamada ise genellikle haksız fiil kaynaklı veya sözleşmeye aykırılık nedeniyle açıldığına şahit oluruz.
Tazminat Davalarında dava açma süresi, tazminat sebebine bağlı olarak farklılık göstermektedir. Şayet kanunda belirtilen süre içerisinde dava açılmaz ise zamanaşımı hususu devreye girecektir.
Zamanaşımı: Alacağın talebini sınırlandıran bir def’idir. Yani karşılıklı borç doğuran her hukuki ilişkide zamanaşımı ile alacağın talep edilmesi, süre ile sınırlandırılmıştır.
Ayrıca, TBK m.149 hükmü uyarınca;
“Zamanaşımı, alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlar. Alacağın muaccel olmasının bir bildirime bağlı olduğu hâllerde, zamanaşımı bu bildirimin yapılabileceği günden işlemeye başlar.”
Ø Borçlunun, ilk itiraz olarak zamanaşımı itirazında bulunması gerekmekte olup bulunur ise dava usulden red olunacak şayet bulunmaz ise Mahkeme, zamanaşımı hususunun gerçekleştiğini re’sen dikkate almayacak dolayısıyla borçlunun, borcunu ödemesi gerekecektir.
TBK m.72/1 uyarınca; “Haksız fiil için dava zamanaşımı süresi, fiil ve failin öğrenilmesinden itibaren 2 yıl; fiil ve fail daha sonra öğrenilse dahi her halükarda 10 yıldır.”
Ø Ayrıca, işlenen haksız fiil aynı zamanda suç teşkil etmekte ise ve ceza hukuku zamanaşımı süresi de Türk Borçlar Kanunu’nda belirtilen sürelerden daha fazla ise Tazminat Davası açma süresi bakımından Ceza Hukuku zamanaşımı süresi uygulanacaktır.
TMK m.178 uyarınca; “Boşanma Davası neticesinde maddi – manevi tazminat davası açma süresi, boşanmanın kesinleşmesinden itibaren 1 yıl olup boşanma davasıyla birlikte açılabileceği gibi ayrı bir dava olarak da açılabilir.”
TBK m.146 uyarınca; “Sözleşmenin ihlali nedeniyle açılacak tazminat davalarında genel zamanaşımı süresi 10 yıldır.”
TBK m.147 hükmünde ise 5 yıllık zamanaşımı düzenlenmiş olup hangi hallerde uygulanabileceği sayılmıştır.
Trafik kazası da bir haksız fiil teşkil etmekte olup haksız fiiller için geçerli olan genel zamanaşımı süresi, burada da geçerlidir.
Ancak Karayolları Trafik Kanunu’nda trafik kazası nedeniyle Tazminat Davası açma süresi ayrıca düzenlenmiş olup şöyledir;
“Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.
Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.”
Zamanaşımı Hangi Hallerde Kesilir?
Bu husus, TBK m. 154 hükmünde düzenlenmiş olup şöyledir;
“Borçlu borcu ikrar etmişse, özellikle faiz ödemiş veya kısmen ifada bulunmuşsa ya da rehin vermiş veya kefil göstermişse.
Alacaklı, dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa, icra takibinde bulunmuşsa ya da iflas masasına başvurmuşsa.”
Ø Müteselsil borçlulardan birisine karşı zamanaşımı kesilirse diğerlerine karşı da kesilecektir.
Ø Zamanaşımının asıl borçluya karşı kesilmesi durumunda, kefile karşı da kesilmiş olur. Ancak, kefile karşı kesilince asıl borçluya karşı kesilmeyecektir.
Ø Zamanaşımının kesilmesi durumunda, yeni bir süre işlemeye başlayacaktır.
Ø Son olarak; borç, bir senetle ikrar edilmiş veya bir hakem ya da mahkeme kararına bağlanmış ise yeni süre her zaman 10 yıldır.
Zamanaşımı Hangi Hallerde Durur?
Bu husus ise TBK m. 153 hükmünde düzenlenmiş olup aşağıda sayılan hallerde zamanaşımı başlamayacak veya duracaktır.
“Velayet süresince, çocukların ana ve babalarından olan alacakları için.
Vesayet süresince, vesayet altında bulunanların vasiden veya vesayet işlemleri sebebiyle Devletten olan alacakları için.
Evlilik devam ettiği sürece, eşlerin diğerinden olan alacakları için.
Hizmet ilişkisi süresince, ev hizmetlilerinin onları çalıştıranlardan olan alacakları için.
Borçlu, alacak üzerinde intifa hakkına sahip olduğu sürece.
Alacağı, Türk mahkemelerinde ileri sürme imkânının bulunmadığı sürece.
Alacaklı ve borçlu sıfatının aynı kişide birleşmesinde, birleşmenin ileride geçmişe etkili olarak ortadan kalkması durumunda, bu durumun ortaya çıkmasına kadar geçecek sürece. Zamanaşımını durduran sebeplerin ortadan kalktığı günün bitiminde zamanaşımı işlemeye başlar veya durmadan önce başlamış olan işlemesini sürdürür.”
Ø Durma halinde, sebep ortadan kalkınca durduğu ana kadar işlediği yerden devam eder ancak kesilme halinde ise o ana kadar işleyen süre yok olmakta, sebep ortadan kalkınca yeniden yani baştan itibaren işlemeye başlar.
Tazminat Davalarında Yetkili ve Görevli Mahkeme:
Tazminat Davalarında, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenen genel yetki kuralları uygulama alanı bulmaktadır.
HMK m.6 gereğince; “Maddi veya Manevi Tazminat Davası, davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesinde açılmalıdır.”
Sözleşmenin ihlali sebebiyle açılır ise “Sözleşmenin ifa edildiği yer mahkemesinde açılabilir.”
Haksız fiil durumlarında ise HMK m.16 hükmündeki düzenlemede yer alan mahkemelerde açılabilecektir;
“Haksız fiilin işlendiği yer mahkemesi,
Zararın meydana geldiği yer mahkemesi,
Zarar görenin ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi.”